Miyom Tedavisi Nasıl Yapılır?

Miyom tedavisi, hastanın yaşı, çocuk isteme durumu, miyomun yerleşimi, sayısı, lokalizasyonu gibi durumlar göz önünde bulundurularak tedavi edilmekte olup bu durumda dikkat edilmesi gereken miyom tedavisi, mutlaka kişiye özel planlanması gerekmektedir. Bir hastada doğru olan bir uygulama başka bir hasta için uygun olmayabilmektedir.

Miyom Tedavisinde Kullanılan Yöntemler Nelerdir?

Miyom tedavisinde kullanılan teknikler birden fazla olmakla beraber bu yöntemler şunlardır:

İlaç Tedavisi: Günümüzde miyomların büyümesini durduran, yok eden bir ilaç tedavisi bulunmamakla birlikte iğne tedavisi GnRH analogları kullanılabilir ve bu yöntem sürekli bir tedavi şekli değildir. Bu ilaçlar geçici menopoz durumu oluşturur ve menopoz belirtileri dışında kemik erimesine de sebep olabilmektedir. Ayrıca 6 aydan uzun süre kullanımları önerilmemektedir. Bu iğneler ameliyat öncesi miyom boyutunu küçültmek, hastadaki kansızlık problemini gidermek için kullanılmaktadır.

Medikal Cerrahi Tedavi Olmadan İzlem: Şikayete sebep olmayan, miyom boyutu küçük olan hastalarda 3 ile 6 aylık aralıklarla hastayı izleme uygun olmaktadır.

Cerrahi ameliyat planlanması durumunda açık yöntem laparotomi, kapalı yöntem laparoskopi ve rahim içi yerleşimli miyomlarda histeroskopik yöntemle miyomlar çıkarılabilmekte olup bu cerrahi işlemler şu şekilde gerçekleşir:

• Açık Yöntem Miyomektomi: Karında yaklaşık 9 ile 10 santimetrelik bir sezaryen kesisi ile miyom alınması gerçekleştirip miyomun boyutuna ve yerleşimine göre kesi yeri göbeğe doğru dikey kesi ile de yapılabilmektedir.
• Kapalı Yöntem Miyomektomi: Açık ameliyatta olduğu gibi büyük bir kesi olmamakla beraber göbek deliğinden yapılan 1 santimetrelik kesiden optik kamera ile girilerek, karında yapılan 2 ya da 3 tane, 3 ile 10 milimetre uzunluğunda kesiler ile ameliyat gerçekleştirilmektedir. Laparoskopik ameliyatlar hastada daha az ağrı, daha az hastanede kalış süresi, hastanın ameliyat sonrası daha çabuk iyileşmesi, daha iyi estetik sonuçlar gibi özellikleriyle açık ameliyatlara göre daha olumlu durumları mevcuttur. Ancak elbette her hastada uygun olmayabilir ve her hastada her teknik aynı şekilde işlenmemektedir. Ayrıca cerrahi tecrübe çok önemli olup uygun hastalarda, gerekli altyapı varlığında, tecrübeli ellerde laparoskopik ameliyatlar her zaman öncelikli tercih sebebi olmalıdır.
• Histeroskopik Miyomektomi: Rahim ağzından özel bir optik cihazla girilerek rahim içindeki miyomun alınma yöntemidir. Karında hiçbir kesi izi olmamakta, hasta ve doktor açısından son derece güzel sonuçları olan, rahim içindeki miyomlarda etkin bir cerrahi yöntem olmaktadır.

Miyom Belirtileri Nelerdir?

Miyom semptomları, kadınlarda en sık karşılaşılan rahim kas dokusundan gelişen ve büyük çoğunluğu kanser özelliği taşımayan karın içi tümörleri olup miyom varlığına işaret eden belirtiler şu şekildedir:

• Yoğun ve uzamış, ağrılı adet kanamaları
• Miyom baskısına bağlı olarak karın içi basınç ve ağrı hissi
• Kısırlık veya gebelikle ilişkili problemler
• Ağrılı cinsel ilişki
• Sık idrara çıkma ve idrar kaçırma
• Kabızlık gibi bağırsaklarla ilgili bulgular

Şeker hastalığı tedavisi nasıl yapılır? Yazısını inceleyebilirsiniz.

Miyom Çeşitleri Nelerdir?

Miyom türleri, rahim duvarında yerleştikleri yerlere göre ayrılmaktadır. Submüköz miyom; rahim iç duvarında yerleşen, intramural miyom; rahim kas tabakasının içine gömülü olan, subseröz miyom; rahim dışına doğru büyümüş olan, saplı ve subseröz miyom ise rahim dışına bir sapla bağlı olanlar olarak sınıflandırılmaktadır.

Miyom Tanısı Nasıl Konulur?

Miyom klinik tanısı, kadın doğum muayenesi ve ultrason ile konulmaktadır. Miyomun boyutu ve yerleşim yeri belirlenmiş olur. Bazı durumlarda, rahim iç duvarını ve miyomun ne kadarlık bölümün rahim içinde, ne kadarının kas tabakasında olduğunu anlamak için, salin infüzyon sonografi ismi verilen ve halk arasında sulu ultrason olarak bilinen yöntem uygulanabilmektedir. Bu yöntemde rahim içine ince bir kanülle girilerek sıvı verilir ve rahim iç tabakası ultrason aracılığıyla görüntülenmektedir. Böylece miyomun yeri ve uzanımı gözlenebilir. Hekimin gerekli gördüğü bazı durumlarda da, özellikle çoklu miyomlarda, miyom haritalaması için manyetik rezonans görüntüleme de kullanılabilir.

Cerrahi Miyom Sonrasında Dikkat Edilmesi Gerekenler

Cerrahi miyom sonrasında önem verilmesi gereken durumlar, açık veya kapalı ameliyatta yara yeri temiz ve kuru tutulmalıdır. Ameliyat sonrasında doktorun verdiği ilaçlar önerilen şekilde kullanılmalıdır. Aynı zamanda cerrahi miyom sonrasında yara yerleri üzerindeki pansuman açıldıktan sonra ek pansumana ihtiyaç olmamaktadır. Dikiş yerlerinde kızarma, ısınma, sulanma gibi durumların olması durumunda mutlaka doktora gidilmelidir. Miyom tedavisi sonrası ertesi gün ayakta duş alınabilmektedir. Kapalı ameliyatlarda ameliyatın kendi özelliği gereği sağ omuz ağrısı olabilmektedir. Bu durumda telaş yapılmaması gerekli olup hareketler kısıtlanmamalı, ağrı çok rahatsız ederse doktorun uygun gördüğü bir ağrı kesici kullanılabilir. Operasyon sonrası hafif lekelenme şeklinde kanama yaşanabilir ve bu kanamalar kendiliğinden kesilmektedir. Cinsel ilişki zamanlaması konusunda ise doktor önerilerine uyulması dikkat edilmesi gerekenler arasındadır.

Miyom Ameliyatı Sonrası Günlük Hayata Dönüş

Miyom operasyonu sonrasında, açık miyom ameliyatlarında hastanede yatış süresi 2 güne uzayabilirken kapalı miyom ameliyatlarında aynı gün ya da 1 gün sonra hastaneden taburcu olunabilir. Kapalı ameliyatlarda daha az ağrı olmaktadır, bu yüzden kısa sürede günlük hayata dönmek mümkün olmaktadır.

Miyom Ameliyatı Sonrası Gebelik

Miyom ameliyatı sonrası hamile kalmak için geçmesi gereken süre, ameliyatta çıkarılan miyom sayısı, miyom büyüklüğü, miyomun rahim duvarındaki yeri ve derinliği, rahimdeki kesinin büyüklüğüne göre değişmektedir. Rahimdeki kesinin büyüklüğü çoksa, derin ve çıkarılan miyom sayısı fazla ise, gebelik için uzun süre beklemek gerekebilir ve bu süre değişken olmakla birlikte tavsiye edilen süre ortalama 6 ay olmaktadır.

Miyoma Yatkın Olanlar Ve Miyom Sıklığı

Miyoma yatkın olan kişiler ve miyom sıklığı genellikle üreme çağındaki kadınlarda görülmekte ve ilerleyen yaşla birlikte miyom oluşumu artmaktadır. Adet öncesi genç kızlarda görülmemekle birlikte, Ergenlik çağındaki kızlarda da oluşabilmektedir. 40 yaş üzeri kadınlarda yeni ortaya çıkmış miyom saptanması oranı yaklaşık yüzde 40-50 arasında olup 40 yaş üzerinde her iki kadından birinde miyom görülebilmektedir. Kadınlarda hayatlarının bir döneminde miyom görülme oranı yaklaşık yüzde 70-80 arasında olmaktadır.

Panik atak tedavisi nasıl yapılır? Yazısına da göz atabilirsiniz.

Miyom Riskini Arttıran Faktörler Nelerdir?

Miyom riskini arttıran durumlar mevcut olup bunlar şu şekildedir:

• Irk: Siyahi kadınlarda beyaz ırka göre 2 kat daha fazla miyom görülmektedir.
• Doğum Öyküsü: Bir veya birden fazla doğum yapmış olmak miyom gelişme riskini azaltmakta ve doğum yaşı da önemlidir.. İlk doğumu geç yaşlarda yapmış kadınlarda miyom görülme riski erken yaşlarda doğum yapan kadınlara göre daha az olmaktadır.
• İlk Adetin Erken Başlaması: Bu durumda miyom görülme riskini arttırmaktadır.
• Doğum Kontrol Hapları: Doğum kontrol haplarının miyomların büyümesine sebep olmadığı bilinmekte olup 3 aylık depo iğnelerin miyom açısından koruduğu araştırmalar sonucu bilinmektedir.
• Şişmanlık: Miyom ile şişmanlık obezite arasındaki bağlantı tam olarak net değildir ve direkt bir bağlantı olmasından ziyade dolaylı bir şekilde etkisi olduğu düşünülmektedir.
• Beslenme Alışkanlıkları: Kırmızı et tüketimi fazla olanlarda, A ve D vitamini eksikliklerinde, alkol özellikle de bira tüketimi ile miyom gelişme riski artmaktadır. Ayırca kafein tüketimi ile miyom arasında bir bağlantı bulunmamaktadır.
• Genetik Yatkınlık: Ailesinde miyom olan kadınlarda daha yüksek oranda miyom görüldüğü bilinmekte olup miyom tedavisi görmeleri gerekmektedir.